“Çocuk, bir erkeği bağlayan ve ayrılmasını engelleyen altın bir zincirdir” inancı vardır. Bu, doymak bilmez bir adam için geçerli olabilir mi? Bu hikaye, tatmin edilemeyen bir erkeği elinde tutmak için büyük çaba sarf eden iki kadının yürek parçalayıcı yolculuğunu anlatır. İkisi de bir çocuğa sahip olmanın, onu kendilerine bağlayan altın zincir görevi göreceğine ve ayrılmamasını sağlayacağına inanır. İlk kadın, çocuk sahibi olmanın sadakatsiz kocasını sadık bir babaya dönüştüreceği umuduyla evliliklerine başlayan karısıdır. Kocasının çapkınlıkları devam ettiğinde, bunun çözüm olduğuna inanarak daha fazla çocuk sahibi olmaya yönelir. Diğer kadın, metresi, bir kenara atılmayı reddeder ve çocuğunu doğurmaya kararlıdır, hayatındaki yerini güvence […]
Göksel Diyar’ın hazinesini geri almak için Tanrıça Wu Shuang, Youhu Klanı’nın baş rahibi Yuan Zhong’u öldürmek üzere yeryüzüne iner. Bu süreçte Wu Shuang başka sırlar keşfeder ve ikisi aşık olur ve dünyayı kurtarmak için el ele verirler. Tanrılar ve iblisler arasındaki savaşta, Göksel Tanrı Taihe’nin iblisi mühürlemek için kullandığı “Tanrı’nın Sol Eli” eseri kesilir ve Ölümlü Diyar’a düşer. Taihe ve diğer tanrılar sonsuz bir uykuya dalar ve Ölümlü Diyar o zamandan beri bir mucize yaşamamıştır.
Ölen bir sınıf arkadaşından gelen gizemli bir telefon görüşmesi onu zamanda geriye gönderdiğinde, Fang Xiao Xun kendini geçmişi yeniden yaşarken bulur. Trajik kaderini engellemeye çalışırken, uzun süredir gömülü sırları çözer ve iyileşme, keşif ve beklenmedik bağlantı yolculuğuna çekilir.
Sun ve Nuea’nın hikayesi, ilişkilerinde büyük bir boşluğa dönüşen küçük bir yanlış anlaşılmayla başlar. Ta ki bir gün… birbirlerinin bedenlerinde uyanana kadar. Başlangıçta bir lanet gibi görünen şey, ikisi için önemli bir derse dönüşür.
Woo So Jeong bir doktordur. Yasadışı olmasına rağmen, acı çeken ölümcül hastalara ötanazi yoluyla yardım eder. Bunu Dr. Choi Dae Hyeon ile birlikte yapar. Dedektif Cho Hyeon U, onları takip etmek için çalışır. Cho Hyeon U, beyin tümörü olan ölümcül bir hastadır.
Deneyimli bir diplomat ve eski bir Amerika Birleşik Devletleri büyükelçisi olan Mun Ju, keskin muhakemesi ve kararlı eylemleriyle uluslararası toplumun güvenini kazanmıştır. Hem Güney hem de Kuzey Kore bağlantılı, yüksek profilli bir suikastın ardındaki siyasi manevraları ortaya çıkardığında, tehlikeli bir sırlar ağına çekilir.Bu arada, karanlık bir geçmişe ve bilinmeyen bir uyruğa sahip seçkin bir paralı asker olan San Ho, gölgelerde faaliyet göstermektedir. Az konuşan ama ölümcül bir hassasiyete sahip olan San Ho, Mun Ju’nun gerçeği arayışında beklenmedik bir müttefik haline gelir.
“Karanlık Nehir”, Büyük Yaşlılar liderliğindeki Su, Xie ve Mu aileleri tarafından kurulan gizli bir suikast örgütüdür. Yaşlılar gizemli bir zehirden dolayı ağır hastalanınca, aileler isyan etme fırsatını yakalar. Örümcek Gölgesi muhafızlarının lideri Su Mu Yu, Yaşlıları rakip suikastçıların saldırılarından korurken onları kurtarması için Tıp Kralı Vadisi’nden ilahi şifacı Bai He Huai’yi görevlendirir.
Ünlü balet Tan Si Ting, emekli olduktan sonra eski aşkı Feng Rui ile aşkını yeniden alevlendirmek umuduyla evine döner. Ancak, geçmişteki yanlış anlaşılmalar ve Feng Rui’nin artık bekar bir baba olması, yeniden bir araya gelmelerini zorlaştırır. Bu arada, Tan Si Ting’in uzun zamandır gizli hayranı olan biri, ona olan aşkından asla vazgeçmez. Tan Si Ting ve Feng Rui, çözülmemiş duygularıyla boğuşurken, kendilerini bir aşk, kalp kırıklığı ve kader girdabının içinde bulurlar.
Antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi konmuş zeki ve soğukkanlı adli tıp araştırmacısı Se Hyun, hayatını düzenli bir rutin içinde sürdürmektedir. Ancak bir otopsi sırasında karşılaştığı kanıtlar, onu kendi geçmişiyle yüzleşmeye zorlar: Babası, yıllar önce işlenmiş karanlık bir cinayetle doğrudan bağlantılıdır. Bu beklenmedik keşif, Se Hyun’un bastırdığı çocukluk travmalarını su yüzüne çıkarırken, onu hem mesleki etikle hem de kişisel sadakatle çatışmaya iter. Geçmişinin karanlık gölgeleriyle mücadele eden Se Hyun, babasının suçlarını ortaya çıkmadan önce kendi adaletini sağlamak ister. Ancak bunu yaparken hem kendi kimliğini hem de toplumdaki yerini tehlikeye atar.
Kadın ceset işleyicisi Xiao Jiu, zengin bir genç adamın cesedini eski bir malikaneye götürmek üzere gönderilir ve burada ailesinin onun için bir hayalet evlilik töreni düzenlediğini keşfeder. Ertesi gün, ebeveynleri kapısında belirir ve oğullarının kaybolduğunu iddia ettikleri cesedinin geri verilmesini talep eder.
